Risk sermayesi şirketi Paradigm, Binance davası ile ilgili SEC’i suçladı. Şirket, SEC‘in kural koyma sürecine bağlı kalmadan yasaları değiştirmeye çalıştığını iddia etti.
Paradigm, ABD Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu’nu (SEC) Binance davasında standart kural koyma prosedürlerini atladığı için eleştirdi. SEC’in düzenleyici sınırlarını aştığına inanan Paradigm, bu tavrı şiddetle kınadı.
Paradigm, SEC’in Howey testini uygulamasında eksiklikler olduğunu vurguladı. Açıklamada, Howey testinin, narenciye bahçeleriyle ilgili 1946 tarihli Yüksek Mahkeme davasından kaynaklandığı belirtildi. Howey testi, bir yatırımın menkul kıymet olarak sınıflandırılıp sınıflandırılamayacağını belirlemek için kullanılan bir testtir.
Paradigm’in SEC’e yönelik eleştirileri arasında, birçok varlığın aktif olarak pazarlandığı, satın alındığı ve kâr beklentilerine dayalı olarak alınıp satıldığına dikkat çekildi. Ancak SEC, bu varlıkları sürekli olarak menkul kıymet olarak sınıflandırılmaktan muaf tutmaktadır. Örneğin, altın, gümüş ve güzel sanat eserleri gibi varlıkların sadece değer kazanma potansiyeline sahip olmaları, satışlarının doğal olarak bir menkul kıymet işlemi olarak sınıflandırılmaması gerektiği örnekleriyle dile getirildi.
Kripto Borsalarına Yönelik Tutum
Paradigm, SEC’in kripto borsalarına yönelik tutumunun menkul kıymetler hukukuyla ilgili endişelere yol açtığını belirtti. Kripto para birimlerinin hızla popülerlik kazandığı bir dönemde, SEC’in bu pazardaki düzenlemelerinin adaletli ve tutarlı olması beklenmektedir.
Birçok kişi, kripto paraların menkul kıymet olarak sınıflandırılması gerektiği görüşünde olsa da, SEC’in bu konuda belirsiz bir tutum sergilemesi sektörde belirsizliklere ve endişelere neden olmaktadır. Paradigm, SEC’in kripto borsalarıyla ilgili net bir düzenleme yapması gerektiğini ve bu şekilde yatırımcıların ve şirketlerin daha güvende olacağını savunmaktadır.
Paradigm, SEC’in Binance davasında standart kural koyma prosedürlerini atladığını ve yasaları değiştirmeye çalıştığını iddia etmektedir. Ayrıca, SEC’in Howey testini uygulamasındaki eksiklikler ve kripto borsalara yönelik tutumunun menkul kıymetler hukukuyla ilgili endişelere yol açtığını dile getirmektedir.
